Sarp Apak Fan Club
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Sarp Apak Fan Club

Sarp Apak ile ilgili bulabileceğiniz herşey ..
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Röportajlar

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
nazo
Admin
nazo


Mesaj Sayısı : 91
Points : 254
Kayıt tarihi : 13/07/10
Nerden : ütopyadan :)

Röportajlar  Empty
MesajKonu: Röportajlar    Röportajlar  Icon_minitimeSalı Tem. 13, 2010 6:39 pm

Röportajları burada paylaşabilirsiniz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://sarpapak.forumdizini.com/forum.htm
-aylin
Admin
-aylin


Mesaj Sayısı : 53
Points : 96
Kayıt tarihi : 13/07/10

Röportajlar  Empty
MesajKonu: Harper’s Bazaar röportajı   Röportajlar  Icon_minitimeÇarş. Tem. 14, 2010 8:34 am


Günün birinde bir katili de oynayabilirim


‘Avrupa Yakası’nın ‘Tanrıverdi’si Sarp Apak, oyunculuk hedefini Harper’s Bazaar dergisine anlattı: Daha yolun başındayım, henüz biriktiriyorum. Şansımı başka rollerde de denemek, günün birinde soğukkanlı bir katili de canlandırmak isterim..
atv’nin kahkaha klasiği ‘Avrupa Yakası’nın ‘Tanrıverdi’si olarak ünlenen Sarp Apak, komedi dışındaki rollerde de şansını denemek istediğini belirterek, “Günün birinde soğukkanlı, karşısındakini gözünü kırpmadan öldüren bir adamı canlandırabilirim. Ama yolun başında bir oyuncu olarak, bu tarz bir rolü daha sonraya saklıyorum” dedi. ‘Beyaz Melek’, ‘Plajda’ ve ‘O… Çocukları’ filmlerinde başrol oynayan Apak; Harper’s Bazaar dergisinden Oben Budak’a verdiği röportajda; oyunculuğa ve ilişkilere dair düşüncelerini anlattı.

GÜLSE’YE DANIŞIRIM

* Genelde komedi rollerinde oynuyorsunuz, bu türün üzerinize yapışması sorun olur mu?
Temel rayım komedi olacak ama güzel duraklarda inip, oralarda neler olup bitiyor öğrenmem gerekiyor. Mesela ‘O… Çocukları’ değişik bir senaryoydu ve oyuncu olarak o filmin tadına bakmam gerekiyordu. Oyuncu olarak oynanması gereken bir roldü. Okur okumaz oynama kararı aldım. Bu yüzden, komedi dışındaki rollerde de şansımı denemek istiyorum. Hatta ileride şaşırtıcı rollerde yer almayı istiyorum. Bu işin eğitimini aldım, senaryo ne isterse onu yaparım.
* Tuba Ünsal’la oynadığınız ‘Plajda’ filminde kadın kılığına girmenizin dezavantajı oldu mu?
Hiç olmadı diyebilirim. Çünkü gerçekten çok şey öğretiyor insana. Bir kere teknik anlamda çok yüksek standartlarda çalışıyorsunuz. Oynamaktan çok keyif aldım çünkü çok özgür bir alandı…
* Gönlünüzde yatan şaşırtıcı rol ne peki?
Günün birinde soğukkanlı, karşısındakini gözünü kırpmadan öldüren bir adamı canlandırabilirim. Ama yolun başında bir oyuncu olarak, bu tarz bir rolü daha sonraya saklıyorum. İçime sindire sindire, tadını çıkararak oynamak istiyorum çünkü. Şu anda üç günde dizi, bir ayda film çekiyoruz. Her şeyi hızlı tüketiyoruz. Anca zanaat yapıyoruz, sanat durumumuz pek olmuyor. Şimdi toplama heveslisiyim, bu tip projelerde ileride yer alacağım.
GELECEK TELAŞIM YOK
* Bu yolculukta akıl hocanız var mı?
Gülse Birsel’le konuşuyorum. Onun aklına çok güveniyorum. Her projeyi muhakkak onunla konuşuyorum. Ona özel bir minnetim var. Ben kendime inanıyordum ama birinin de bana inanması gerekiyordu.
* Peki, Gülse Birsel nasıl buluyor gidişatınızı?
Çok iyi buluyor. Her şeyi paylaşıyoruz. ‘Beyaz Melek’ filmi geldiği zaman, “Mahsun Kırmızıgül çekiyor” dedi, bir durdu mesela. Ben de durdum aslında. Ama hikayeyi duyunca, “Denemelisin, korkak olma” dedi ve film patladı. ‘Plajda’nın ticari bir iş olduğunu da o kabul ettirdi bana.
* Biraz da son projeniz ‘O… Çocukları’ndan bahsedelim…
Senaryoyu okur okumaz kabul ettiğim bir çalışma. Akşam dokuzda geldi, 10.30′da arayıp oynayacağımı söyledim. Çünkü bu aralar normalde hep ‘hayır’ diyorum. Bunun nedeni; hep bir kademe üstte rollerde oynamak istemem. Hazır seçme şansım da varken ince elemek istiyorum.
* O şansı kendiniz yarattınız sonuçta…
Evet, ama önemli olan bu şansın sürmesi. Eskiden herkes sokakta gördüğünde, ‘Tanrıverdi’ derdi. Şimdi yavaş yavaş ‘Sarp Bey’ demeye başladılar. Geleceğim için de acelem yok; paragöz değilim. Güzel projeler oldukça devam edeceğim. İçim rahat olsun istiyorum. Bazı insanlar, “Para için yap bari” diyebiliyor ama çok yüksek rakamlara bile “Hayır” dediğim an ciddiyetimi anlıyorlar. Para için her önüne gelen projeyi kabul edersem, geleceğim tehlikeye girer.
* Gelecek kaygınız hiç mi yok?
Olmaz olur mu, tabii ki var. Ama diğer korkum da her şeyi aynı oynayan oyunculardan olmak. Gelişime ayak uydurmak önemli. Mesela bu konuda Cem Yılmaz’ın evrimini hayranlıkla izliyorum. Ne kadar düzgün, ne kadar imrenilecek bir çizgisi var. Şöhret, asla huzurumun önüne geçmemeli. İyi iş yapınca şöhret kendiliğinden oluyor. Bizim işi doğru yaparsan güzel para da kazanılıyor.
ÜNLÜ KADIN İSTEMEM
* Bu işe stand-up’la başlamışsınız. Stand-up olayını da ayrı bir kariyer olarak planlıyor musunuz?
15-20 dakikalık anılarımı anlatıyordum. Çok eğlenceliydi ama bunu işe dökerseniz, çok sağlam bir hikayenizin olması lazım. İnsanları oraya toplamak için gerekli hikayeyi yakalarsam, yapacağım bu işi. Ama bunu yaparken kendimi, “Bakın ben de komiğim” diye sunmak istemiyorum. “Bir hikayem var, bunu dinlemeniz lazım” demek istiyorum.
* Çok konuşulduğunuz halde, hiçbir magazin programında sizi göremiyoruz…

Bana, “Neden ünlülerle çıkmıyorsun?” diye soruyorlar. Çünkü bu tip şeyler; adamı bir basamak yukarı çıkarıyormuş gibi gösteriliyor. Sadece kariyerim gelişsin diye biriyle beraber olma fikri bana çok uzak. Öyle bir kadınla hayatta beraber olamam. Bunu çok fazla erdemliyim diye söylemiyorum. Sadece sağlıksız geliyor bana. Birini, “Bakın, bu benim kız arkadaşım” diye insanlara sunmak benim için önemli bir şey.
Yapaylıkta başarılı değilim

Oyuncu olan Sarp’la kendi benliğimi çok ayırmıyorum. Birbirlerine uzak olmalarını istemiyorum. Ben, nasıl hissediyorsam öyle olmalıyım. Kanıksamak sıkıcı geliyor bana, içgüdülerimle hareket ediyorum. Yapaylık olduğu zaman başarısız oluyorum. Bir rolü içime sindiremezsem oynayamıyorum. Bana ait olmayan şeyleri kabul edemiyorum.
Bacaklarım çok övgü aldı yazın kısa şort giyebilirim

Bir kadını etkilemek için en fazla ne yapmışsınızdır? En acılı aşk hikayeniz nasıl başlamıştı?
Bir kız arkadaşım vardı, ilk kız arkadaşım hatta. Daha pek bir şey anlamıyordum. Tam o sırada başka bir kıza aşık oldum. Bu durumu kız arkadaşıma nasıl açıklayacağımı da bilemedim. Derken ikisi bir araya geldi, konuştu. Onlar konuşurken ben de dışarıda bekledim.
* Ne kadar verdiler?
İkisi de olmadı tabii…
* Cildinize bakmak için kullandığınız ürünler var mı?
Önceden önemsemiyordum ama artık cildim havasız kalmaya başladı. Gidişatı kötü görünce, parfüm almaya gittiğim bir gün krem almayı da başardım. Çok düzenli kullanamasam da, insan kendini iyi hissediyor. “Kendime bakıyorum” demek bile güzel.
* Kıyafet konusunda nasılsınız? ‘Bir tişört-bir jean’ tarzı erkeklerden misiniz?
Genelde öyleyimdir. Mesela Adidas’ın üç bantlı kreasyonu hep kurtarıcım olmuştur. Kafeye de gidebiliyorsunuz, kulübe de. Yaz gelince de sürekli şort giyiyorum.
* Bu sene erkekte çok kısa şortlar moda ama…

Öyle mi? ‘Plajda’ filminden sonra bacaklarıma oldukça fazla övgü aldım. O kısa şortları da giyeriz artık!
Fatoş gibisini kim istemez?

‘Avrupa Yakası’ndaki ‘Fatoş’ gibi kadınlar mı yoksa ‘Plajda’daki rol arkadaşınız Tuba Ünsal’ın yaş grubu mu size daha çok uyuyor?
Fatoş gibi o yaşta bakımlı olursa tabii ki bakarım. Hiçbir erkeğin Fatoş gibi bir kadına ‘Hayır’ demeyeceğini de biliyorum. Hem tecrübeli, hem bakımlı, hem de hala güzel bir kadın bazen 18 yaşında bir kızdan daha çekici olabilir. Kadın her yaşta güzel aslında. O ilk enerji olursa tamamdır.
* Nasıl bir kadın olmalı?
Ben uzun ilişkiler yaşadım. Biri 5 sene sürdü mesela. Bir kadınla aynı evi paylaşmaya çok erken başladım. Sonra fark ettim ki, bütün erkeksi zevklerimi bu ilişki için erteliyorum. Karşındakinin farklı bir tür olduğunu anlayacak birini istiyorum. Dört, beş kız bir araya gelip konuşmayı seviyor ama aynı şeyi sen söyleyince, “Sevgilim beni istemedi” oluyor. Bunu yapmasın, anlasın…
* Maçlara karışmayan, Playstation’ı elinizden almayan biri…
Evet, tabii ki. Ben onlardan da besleniyorum. Onlar da bana enerji veriyor. Hayatın bütün enerjisini sevgiliden alamayız. O zaman tadı kaçıyor. Sevgilimi aramayı unuttuğumda, kendimi bir korku filminde bulmak istemiyorum. Aramayı unutunca korkuyorum çünkü. Bir anda, günün ortasında ter basan erkek modeli oluveriyorsun o zaman. Ben onu unutmuşsam, o da beni aramamışsa, ortada garip bir gerilim oluyor.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://sarpapak.forumdizini.com
Misafir
Misafir




Röportajlar  Empty
MesajKonu: Geri: Röportajlar    Röportajlar  Icon_minitimeC.tesi Tem. 17, 2010 12:49 am

Sarp'ın Ligtv.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Cem Kurel'in sorularına verdiği yanıtlar:

LİG TV'NİN YARAMAZ ÇOCUĞU...
"Sana Tanrıverdi mi diyeyim, yoksa Sarp diye mi hitap edeyim bilemiyorum ama ilk söylemem gereken şey “Digiturk Lig TV”ye hoşgeldin olmalı sanırım. Hoşgeldin.
Bana istediğinizi diyebilirsiniz ama ben size hemen Hoşbulduk diyorum..

Senin için Lig TV’nin yaramaz çocuğu diyorlar Smile
Tabii ki ilk bakışta bu havayı uyandırmış olabilirim, özellikle Türkiye’de spor yayıncılığının ve futbolun her daim işini iyi yapan ciddi yüzleri burada olunca biz biraz light kalıyoruz yanlarında. Ama biraz yaramazlıktan da kimseye zarar gelmez değil mi?

"HER BEŞİKTAŞLI KADAR BEŞİKTAŞLIYIM"
Tanrıverdi’nin ilgi alanının Anadolu Rock ve Fatoş olduğunu biliyoruz. Tanrıverdi aynı zamanda Beşiktaş taraftarı. Ve sen de hasta bir Beşiktaşlı olarak biliniyorsun. Maçlara gider misin?
Ben aslında her Beşiktaşlı kadar Beşiktaşlı’yım.. Takımımı seviyorum ama ötesinde futbolu seviyorum ki bu bence en az Beşiktaşlılık kadar önemli.. Evet fırsat buldukça maç izlemeye çalışıyorum stadyumda ya da LigTV’nin karşısında.. Türkiye’de futbol sevgisinin takım tutmanın, lig ve kupa hayecanı her sene yaşamanın tadına doyamıyorum..

Tanrıverdi’nin Beşiktaşlı oluşunda parmağın var mı?
Sayılır.. Tabii ki her oynadığım rol benden bir parça taşıyor.. Tanrıverdi ise en seviğim parçayı yani Beşiktaşlılığımı almış olabilir..

"TARAFTARLARIN ADANMIŞLIĞINI VE YARATICILIĞINI ORTAYA ÇIKARACAĞIZ"
Dizinin bir bölümünde beraber maç izliyordunuz. Ve biraz küfürlü tezahüratlar yapıyordunuz ancak daha sonra Gaffur gelip öyle küfürler ediyordu ki hepiniz dumura uğrayıp ortamı terkediyordunuz. Sen de Taraftarız Biz’de takımına gönülden bağlı taraftarlarla buluşacaksın. Türkiye’de taraftar profilini nasıl görüyorsun? Bu taraftarları etkileyen spor basınını nasıl görüyorsun?
Ben Lig TV'de farklı bir proje ile yer alıyorum aslında.. İzleyiciyi daha fazla kucaklayan, onları showun parçası haline getirmek isteyen bir amacımız var.. Böyle bir iş ile LigTV’de bulunmamın ortama ve yapılanlara kesinlikle pozitif bir katkısı olacağına inanıyorum.. Aslında Türkiye taraftar profilinin çok içten ve kendini çok adamış bir izleyici kitlesi olduğunu düşünüyorum. Benim bu programla amacım bu adanmışlığı, Türk insanın doğal yaratıcılık özelliği ile birleştirip farklı bir prodüksiyon ortaya koyabilmek..
Ben özünde Türk spor basının, dışardaki taraftar profili gibi işine adanmış ve içten görüyorum aslında.. Ayrıca kimi zaman çok da yaratıcı olabiliyorlar ki bu dünyada hiç bir spor medyasında yoktur sanırım..

Beşiktaş taraftarının diğer taraftarlardan farklı olduğuna inanıyor musun sen?
Beşiktaş taraftarının ilginç bir büyüsü olduğunu düşünüyorum evet ama bence bunun ötesinde Türkiye’de futbol izleyen herhangi bir takıma gönül vermiş her taraftar kitlesi kendince bir özellik taşıyor..
Biz genelde dört büyüklere odaklanırken Türkiye’nin en ücra köşelerindeki stadlarda bile bu taraftarlık aşkı hergün yaşanıyor. Gerçekten çok seviyoruz bir tuttuğumuz takımı, taraftarlık coşkusunu doyasıya yaşıyoruz Türk insanı olarak.

"BENİ ÇOK GÜLDÜREN VİDEOLAR GELİYOR"
Biraz programını konuşmak istiyorum ben bu noktada. Digiturk LigTV’de sunmaya başladığın “Taraftarız Biz” aslında görmeye hasret kaldığımız bir yönümüzü ortaya çıkarmayı amaçlıyor değil mi? Takımına olan aşkını en güzel biçimde, yani küfürsüz ve şiddetsiz anlatabilmek. Rakip olan taraftarları hakaret etmeden kızdırabilmek. Buna katılıyor musun?
Programa baktığımız da aslında söylececek sözü, anlatacak hikayesi olan herkesin katılımını bekliyoruz,
İletişim teknolojilerinin de yardımı ile tarfatarların ve izleyicilerin bize ulaşabilmelerini gerçekten çok kolaylaştırdık... Ben gelen videoları izlediğim zaman hakikaten beni çok güldürenler oluyor arada...

Temelde izleyici sunucunun onları motive etmesi ile harekete geçiyor ki buradaki motivasyon unsuru kesinlikle eğlence ve yaratıcılık..
Eee futbolda eğlence kazananın oynaması yenilenin dövünmesi ile oluyor genelde.. Ama izledikçe göreceksiniz, programın yaratıcılığı öven bir tarafı var... Yani izleyici ne kadar yaratıcıysa, ne kadar eğlenceli ürünler ortaya koyabiliyorsa fair play çerçevesinde olduğu sürece bu ekranda yer alabilecek...

"ALIŞILMIŞ SPOR PROGRAMLARINDAN FARKLIYIZ"
Dizi oyuncularını program sunuculuğunda izlemeye alışkınız ama spor programı sunmaları çok sık rastlanan bir durum değil. Teklifi ilk aldığında neler düşündün? Yani olaya sadece profesyonelce mi baktın, yoksa format seni cezbetti mi?
Çok şaşırtıcı bir teklif oldu benim için.. Bir gün telefonum çaldı ve telefondaki ses bana program formatını heyecanlı bir şekilde anlatmaya başladı.. İlk anda biraz şaşırsam ve Lig TV mi nasıl yani diye düşünsem de formatı detaylı incelediğim zaman “işte bu” dedim.. İçinde olmaktan çalışmaktan gerçekten zevk alacağım bir iş... Alışılmış spor programları formatından biraz uzaklaşıyoruz..
İlk olarak Avrupa Yakası ekibi ile daha doğrusu Gülse Birsel ile paylaştım projeyi, onun da çok hoşuna gitti.. Beni artık iyi tanıdığı için bu tip bir programa en uygun kişilerden biri olduğumu söyledi ki bu konuda hiç tevazu göstermeden şunu söyleyeceğim; ben de bu proje için Sarp Apak’ı düşünmüş olmalarına oldukça sevindim. Kişisel olarak bu programa ivme katacağıma ve izleyiciyi motive edeceğime inanıyorum

"GELECEK SEZON YENİLİKLER OLACAK"
Çok yoğun çalıştığını biliyoruz ama Lig TV ile aran nasıl? İzleyebiliyor musun?
Aslında LigTV nin oldukça iyi bir izleyicisiyim. Sadece maçları değil diğer programları da ilgi ile izliyorum Maraton ve Pazar'ın Ertesi favorilerim, tam anlamı ile futbola odaklanmış, kaliteli ve işini bilen, bir ekip olarak çalışan duayenler ve genç beyinlerin harmanlandığı bir ekiple karşılaştım. Bir ucundan da olsa parçası olmaktan zevk aldığım bir kanal ki önümüzdeki sezon başka yeniliklerle geliyorlar bana anlattıklarında çok ilgimi çekti.. Neyse sır vermeyeyim şimdi..

"ERMAN HOCA'YA VE YORUMLARINA BİTİYORUM"
Sen elbette ki çok renkli bir isimsin ama Lig TV’de en az senin kadar renkli başka isimler de var. Mesela Erman Hoca. Ben açıkçası bir sanatçının bakış açısıyla Erman Hoca’ya bakışını merak ediyorum.
Erman Hoca’ya ve yorumlarına bitiyorum. Adam o kadar cool, bir o kadar da seyirci ile bütünleşik..
Kendisi Türk televizyonlarında spor yorumculuğu konusunda ekol olmuş birisi bana göre. Gerçekten çok kendi şahsına münhasır ve eğlenceli bir yorumcu, izlerken kesinlikle eğleniyorsunuz.. Aslında tam bir sahne insanı..

"ERCAN TANER İNANILMAZ PROFESYONEL"
Sen yakında spor yorumculuğuna da başlarsın?
Benim maç spikerliği daha çok ilgimi çekiyor.. Şaka şaka.. O kulvarda Ercan Taner ağabeyimizi çok takdir ediyorum.. Burada Lig TV'de tanışmaktan mutluluk duyduğum kişilerden biri de o.. Gerçekten işine çok bağlı ve inanılmaz profesyonel.. Klasik bir futbolcu söylemi ile söyleyeyim ben Sarp Apak olarak bana görev verilen mevkii de oynuyorum ve işimi iyi yapmaya çalışıyorum..

"UĞURUM: BEŞİKTAŞ FORMASI"
Taraftarız Biz’in ilk konusu “Maç izlerken uğurun nedir?” şeklindeydi. Senin bir uğurun var mı?
Bu sorunun geleceğini biliyorum.. Aslında var; benim uğurum tabii ki çoğu taraftar gibi takımımın forması.. Forma hakikaten her takım için kutsal değerde.. Ben de maç izlerken formasız yapamayanlardanım..
(... )"

Gerisi reklama girdiği için burda kesiyorum (:

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Röportajlar
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Sarp Apak Fan Club :: Sarp Apak Hakkında :: Sarp Apak Röportajlar-
Buraya geçin: